Geçtiğimiz hafta Norveç, İspanya ve İrlanda’nın Filistin devletini tanımasıyla dünya çapında tanıyan devlet sayısı 146’ya yükseldi. Aynı hafta içerisinde Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) savcısı Karim Han, Bünyamin Netanyahu’nun tutuklanmasını talep etti. İsrail için bu kötü haberlerin geldiği yerler de dikkat çekici. Genel anlamda 7 Ekim’den bu yana Avrupa’da destek toplamayı başaran İsrail’in sivilleri hiçe sayan harekâtı bu desteği kısa sürede söndürdü.
AVRUPA TANIMAYA DEVAM EDECEK
İsrail’in operasyonları sadece kendilerine olan Uluslararası desteği tüketmekle kalmadı, aynı zamanda Filistin’in küresel çapta tanınmasının da önünü açtı. Dünyanın büyük bir bölümü zaten Filistin devletini tanıyordu, sadece Batı eksenli ülkeler uzun yıllar tanımayı reddettiler. Ancak Batı Avrupa’da ilk adımı 2011’de İzlanda attı. İzlanda’yı kısa sürede birçok Balkan ve Doğu Avrupa ülkesi takip etti.
Batı Avrupa ülkeleri için Filistin meselesi uzun yıllar boyunca önemli bir gündem maddesi oluşturmazken 7 Ekim’den sonra İsrail’in yürüttüğü operasyonlar ülke yönetimlerinde kamuoyu baskısı yarattı. Böylece daha fazla ülke Filistin’i tanıyan ülkeler kervanına katıldı. Beklentiye göre yakın zamanda başka ülkeler de Filistin’i tanıyacak. Lüksemburg, Malta, Belçika ve Slovenya’nın da kısa süre içerisinde kararı duyurması söz konusu. İsrail desteğini ikiletmeyen Almanya ve Fransa dahi ICC’nin Netanyahu kararını onaylamasa bile uygulayacağını bildirdi.
Bu sırada ICC savcısı Karim Han’ın konumunu da konuşmak gerek. Karim Han, uzun zamandır birçok önemli karara imza attı. Tutuklanma talebinde bulunduğu liderler arasında Libyalı Muammer Kaddafi, Sudanlı Ömer El Beşir ve Vladimir Putin yer alıyor. Karim Han, Batılı liderlerden birinin Netanyahu’nun tutuklanma talebine tepki gösterdiğini ve “ICC, Afrikalılar ve Putin gibi haydutlar için kuruldu” dediğini söyledi.
3 jüri üyesi Netanyahu’nun tutuklanma kararını değerlendirecek. Kararın 2 ay içerisinde çıkması ve tutuklanması yönünde olması bekleniyor.
ABD ZOR DURUMDA
Biden hükümeti ise okyanusun öbür tarafında zor günler geçiriyor. İsrail’e desteği aksatmamaya çalışırken kazanması için elzem olan genç ilerici sol grupları ve Müslüman azınlıkları ikna etmeye çalışıyor. Ancak ICC’nin tutuklama talebi sonrası Biden yönetimi, Ukrayna savaşı başladıktan sonra defalarca önemini vurguladığı “uluslararası kuruluşlar” ve “kurala dayalı düzen” ile köprüleri tamamen yakabilir. Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, kararı veren mahkemeye olası bir yaptırım tasarısına dair destek verilebileceğini söyledi. Blinken, Cumhuriyetçilerle bu konuda birlikte çalışabileceklerinin altını çizdi. Tabii ABD Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye bir ülke değil. Yani Netanyahu’yu tutuklama zorunluluğu yok.
Yaptırım tasarısı için Cumhuriyetçi kongre üyeleri yoğun bir çaba harcasa da muhafazakâr tabanda dengeler farklı işliyor. Gallup’un anketlerine göre Kasım 2023’de İsrail’in davranışlarını onaylamayan Cumhuriyetçiler yüzde 23’ken Mart 2024’te bu miktar yüzde 30’a çıktı. Yüzde 30, başka politik çevreler için az gözükse de geleneksel olarak İsrail destekçisi Cumhuriyetçiler için ciddi bir sayı. Candace Owens ve Ben Shapiro gibi muhafazakâr fikir önderlerinin İsrail konusunda girdiği kavgalar da bize trendin İsrail aleyhine dönebileceğini gösteriyor.
Yine de karar alma merkezlerinde İsrail desteği çok yüksek. Yaptırım kararları Biden için seçimi kaybetmek demek olsa bile bu kararlar yüksek ihtimalle alınacaktır.
GAZZE’DE DURUM NE?
8 aylık operasyonların ardından İsrail üçüncü kez daha önce “temizlediğini” iddia ettiği Cabalya gibi bölgelerde tekrardan çatışıyor. Wall Street Journal’a konuşan ABD’li ve İsrailli yetkililer, Hamas’ın insan gücünün yüzde 70’inin, Gazze’nin etrafını saran tünellerin ise yüzde 60’ının hala aktif olduğunu söyledi. Yani, İsrail ordusu bir bölgeden çekildiği anda tekrardan tüneller aracılığıyla Hamas militanları geri alıyor.
7 Ekim sonrası Netanyahu’nun belirlediği savaş hedefi “Hamas’ın tamamen yok edilmesini” içeriyordu. Ancak 8 aylık operasyonlar sonunda İsrail’in küresel dostları azalırken Hamas’ın çatışma kabiliyetleri tükenmedi. Bu sırada Netanyahu’nun başında olduğu koalisyon sallanmaya devam ediyor. Savaş kabinesi Bakanı Benny Gantz, Netanyahu’nun ortak anlaşılan bir Gazze planını benimsememesi halinde koalisyondan çekileceğini söyledi. Kısacası, İsrail’i ayakta tutacak ABD desteği hala aktif. Ancak bu, Netanyahu’nun siyasi kariyerini kurtarmaya yetmeyecek gibi gözüküyor. İsrail’in askeri operasyonlarının Hamas’ı bitirip bitiremeyeceği ise şimdilik belirsizliğini koruyor.